İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “10×10=100 Büyük Proje” toplantılarının 9. ve 10’uncusunu “Özgür İstanbul için tam yol ileri” ve “Yaratıcı İstanbul için tam yol ileri” başlıklarıyla gerçekleştirdi.
“YEREL YÖNETİMDE DÜNYAYA ÖRNEK BİR DEMOKRASİ MODELİ ORTAYA KOYDUK”
İmamoğlu “Yerel yönetimde, sadece ülkemize değil, dünyaya örnek bir demokrasi modeli ortaya koyduk. Bildiğiniz gibi, ekonomik sıkıntıları konuşmamızdan rahatsız olanlar var. Ekonomide bir sorun yokmuş gibi, enflasyon yüksek değil, emekliler enflasyon karşısında ezilmemiş, asgari ücret açlık sınırının altında kalmamış gibi davranalım istiyorlar. Oysa, ortada ağır bir ekonomik kriz var. Üstelik yaşamakta olduğumuz demokrasi krizi nedeniyle, her zamankinden daha da yoğun hissedilen bir kriz bu. Baskıcı, yasakçı, kendinden olmayanı ötekileştiren, ayrımcılık ve kutuplaşmadan beslenen yönetimlerde şeffaflık olmaz, liyakat olmaz. Kültürel çeşitlilik ve zenginliğe karşı hoşgörü olmaz. Ne olur biliyor musunuz? Kayırmacılık olur, tek tipçilik olur, ‘Her şeyi ben bilirim’ olur, ‘Ben yaptım, oldu” olur. Böyle bir ortamda yaratıcılık gelişemez, üretim ve verimlilik mümkün olmaz. Maalesef ülkemizin; çok kıymetli akademisyenlerini, sanatçılarını, gençlerini bu kutuplaştırıcı anlayış ve onun antidemokratik uygulamaları nedeniyle kaybettiği bir dönem yaşadık” diye konuştu.
“AĞIR YARALI DEVLET GELENEĞİMİZİ İYİLEŞTİRECEĞİZ”
İmamoğlu, Kültürel yaşam merkezlerinden festivallere, sivilleşme politikalarından dayanışmacı yerel yönetim anlayışına kadar 20 maddede yeni dönemin projelerini açıkladı. İmamoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
-Sevgili İstanbullular, ağır yaralı devlet geleneğimizi, demokrasimizi hep birlikte iyileştireceğiz. Tabii önce sandığa gireceğiz.
-İlçelerimizde, Büyükşehir’de ve Meclis’imizde demokrasimizi tehdit edenlere, kurumlarımızın içini boşaltanlara, hatta Ankara’daki bakanlıkları boşaltıp İstanbul’a gelenlere, seçim kazanmak için her yolu mubah kabul eden, tek kişiye hizmet eden anlayışa, güçlü ama bir o kadar da eğitici, iyi bir demokrasi dersi vereceğiz.
-Demokrasi dersi vereceğiz ki, bir daha hiçbir iktidar, demokrasi kurallarının dışına çıkmaya cesaret bile edemeyecek. Herkes kurallara, kanunlara uygun hareket edecek ve milletin iradesine saygı duyacak.
-Bu dönem attığımız demokrasi tohumları yeşerecek ve yeni dönemde İstanbul’da öyle güçlü bir demokrasi modeli işleyecek ki, göreceksiniz, söz veriyorum, dünyaya örnek olacak. Bu anlayışla, göreceksiniz ekonomimiz de iyileşecek. Ona da katkı sunacak. Yaratıcılık artacak. Üretim artacak. Gençlerimiz el kapılarında iş aramayacak.”
“BU, GÜÇLÜ BİR VİCDAN İTTİFAKIDIR”
-Karşımızda tek renk ve tek sesten ibaret bir şehir haline getirmek isteyen zihniyete karşı; demokrasi isteyen, daha fazla hak ve özgürlük talep eden herkes, bu zihniyete karşı bir olmak ve birlikte olmak ve kendi hak ve hukukunu korumak zorunda olduğun bilincine varacaktır. Bu zorunluluğu gören milyonlarca vatandaşımız, siyasi partilerin ittifakların çerçevesini aşan, partiler ötesi muazzam bir bütünleşmeyi sandıkta gerçekleştirme kararlılığını göstereceğine adım kadar inanıyoruz.
-Bu, demokrasi ve adalete susamış milyonların kurduğu ve bir araya geldiği güçlü bir vicdan ittifakıdır. Bu, hak ve özgürlüklerine, insan onuruna sahip çıkan, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun, yaşam biçimi, giyimi, kuşamı ne olursa olsun, milyonlarca insanın, 16 milyon insanımızın, İstanbullunun kurduğu bir haysiyet ittifakıdır.
-31 Mart’ta kazanacak olan tam da bu ittifaktır. Herkesi, adaletin ve vicdanın, dürüstlüğün ve haysiyetin zaferi için harekete geçmeye çağırıyorum. 31 Mart gününü görev alarak, sorumluluk üstlenerek geçirmeye davet ediyorum.